Sevgili Gençler!
İnsan iradesini kullanmada serbest bırakılmış ama sorumluluktan uzak tutulmamıştır. İnsanın sorumluluğu, davranışlarını kontrol altına alabilmesi içindir.
Herkes her aklına geleni istediği yerde ve istediği şekilde yapmaya kalkarsa, orada ne huzur, ne güven ve ne de nizam kalır.
İnsan davranışlarından sorumlu tutulmamış olsaydı iyilikle kötülüğün, doğru ile yanlışın hiçbir anlamı ve değeri kalmazdı.
İnsan, aklı erdiği günden itibaren hep mutlu olmak için çalışır. Ancak gerçek mutluluk; inanç, sevgi ve iyilikten geçer.
Dinimize göre olgun bir mü’min ve medeni insan olmak; kötülüğün karanlık yollarında gitmekle değil; iyiliğin, güzelliğin ve doğruluğun parlattığı fazilet dolu aydınlık yolda yürümekle elde edilir.
Bu yol, Kur’an-ı Kerim’de “Tarik-i Müstakim” olarak adlandırılan “Dosdoğru yol”dur.
Bu yol, Hak yoludur.
Bu yolda; fitnenin, fesadın, aldatmanın, mala, cana ve namusa tecavüz etmenin, kısaca zulmün ve adaletsizliğin yeri yoktur.
Bu yol; sevgi ve saygının, dayanışmanın, kardeşliğin, Hakk’a rızanın, şefkat ve merhametin, çalışmanın ve araştırmanın, kısaca bütün iyiliklere koşmanın ve her türlü kötülüklerden uzak kalmanın yoludur.
Bu yol, huzur ve mutluluk yoludur.
İyilik ve güzellik, inançlı, ahlaklı ve medeni insanların yanında hiçbir zaman değerini yitirmez.
Yapılan iyilik, insani ve İslami ölçülere uygun olmalıdır.
İnançlı bir insanda iyilik yapma fikri ön plana çıkar. Yaptığı iyiliği insanların takdiri için değil, Allah’ın rızasını kazanmak için yapar.
İşte bunun içindir ki, ecdadımız “iyilik yap denize at, balık bilmezse Halık (Yaratıcı) bilir” demiştir.
Sevgili Gençler!
Müslüman, yaptığı iyilikleri ve yardımları yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için yapar.
Maddi ödüller, müslümanı fazla sevindirmez. Çünkü onun için manevi ödül; altın, hatta “Kaşıkçı Elması”ndan daha kıymetlidir.
Müslüman, bu kainatın Allah tarafından yaratıldığına ve O’nun emirlerine itaatten başka bir maksadı ve görevi olmadığına inanır.
Müslümanın hayatı; doğru ve gerçek ilmi aramak, bulmak ve hayatında tatbik etmekle geçer.
İlim, müslümanın kaybolmuş malıdır. İlim tahsili ile geçen zaman ibadette geçen zaman gibidir.
Rabbini tanıması için önce nefsini yani kendisini tanıması gerekir.
Çünkü insanın bütün yaratılanların en şereflisi olduğunu bizzat Yaratan buyurmuş ve Kur’an-ı Kerim’de haber vermiştir.
Sevgili Gençler!
İnsan, diğer canlılar gibi milyarlarca hücreden meydana gelmiştir..
Bu hücrelerin içinde hayatımızla ilgili bilgiler kromozom dediğimiz bir takım lif şeklindeki yapılarla kayıtlı bulunmaktadır.
Hücrelerimizin içinde böyle bilgileri kodlayan 46 adet kromozom vardır.
Böylece her kromozomu bir ansiklopedi cildi gibi kabul edersek, bir tek hücre 46 ciltlik ansiklopedi demektir.
Her bir ansiklopedi cildi, 20.000 sayfalık 46 ciltlik bir kütüphane ise, insan vücüdündaki trilyonlarca hücrenin neyi, nasıl biriktirip bize verdiğini düşünmek, idrak etmek mümkün değildir.
Bize düşünce kabiliyetimizi beynimiz verir.
Beynimiz de hücrelerden yapılmıştır. Sadece “ Beyin Kabuğu” dediğimiz beynin dış yüzeyinde böyle 10 milyar hücre bulunmaktadır.
Her bir sinir hücresi, birbirinden farklı iki hâl gösterebilir.
Böylece 10 milyar hücrenin reaksiyon kabiliyeti 210.000.000 olacaktır.
Bütün kainatta sadece 2300 adet atom bulunduğunu düşünürsek, insan beyninin harikulade kabiliyet ve imkanı hemen gözlerimizin önüne serilir.
İnsan, bütün bu kabiliyetlerle bezenmiş ve Allah’ın kendisine lütfettiği “Beyan Kabiliyeti” ile mücehhez olarak dünyaya gelmiştir.
İşte onun içindir ki, inanan insan, fani şeylerle övünmez, sevinmez, mutlu olmaz. Müslümanı sevindiren, ebedi ve sonsuz mutluluktur.
Sevgili Gençler!
Mutluluk, yüzümüzün yüreğimizle birlikte gülümsemesidir. Onu ölümsüzleştirmenin tek yolu ise, “İslami Hayat”tır.
Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer. Nehir asla durmaz!…
Tarihin akışı bize göstermiştir ki, dünya hayatında iyilik yapan insanlar, genel anlamda iyilik görmüş, iyi insanlarla karşılaşmış, yaptığı iyiliğin ödülünü dünyada kat kat almış, ebedi hayatta alacağı ödül ise müstesnadır.
Kötülük yapan insanlar da genelde kötülük görmüş, kötülük bataklığına saplanmış, kötü insanlarla karşılaşmış ve bu dünyada çeşitli belalara düçar olduğu gibi ebedi hayatta da büyük cezalara çarptırılacaktır.
Sevgili Gençler!
Mutlu insanlar ruhen sağlıklı insanlardır.
İnsanlara ve canlılara iyilik yapmak için biraz fedakarlıklarda bulunabilirsiniz ama karşılığında mutlaka mutlu olursunuz.
Yaptığınız iyilikler karşılığında kazandığınız manevi ve ebedi mutluluk duygusu; size gerek işinizde, gerek diğer yaşamınızda doping etkisi sağlar. Hayata daha güçlü sarılırsınız. Ayrıca iyilik yaparak bütün kötülükleri ve kötüleri alt edersiniz.
Geçmişte o kadar kötülüğe karşı iyilikle savaşılmış ve iyiler, kötüleri kazdıkları kuyuya gömmüşlerdir.
İyilik, güçlü ve etkilidir. Ama çoğu insan bunu bilmez…
Sevgili Gençler!
İyilik, daima üstün gelir. Hiçbir karşılık beklemeden yapabildiğiniz kadar insanlara ve bütün canlılara iyilik yapın. Çünkü, sayıları yedi milyarı aşan bütün insanların buna ihtiyacı var.
Kötülükle hiçbir şey kazanılamaz!…
Geçici ve aldatıcı kazançlar da kazanç değildir. Bunun için insan kendi bencilliğinden vazgeçmelidir.
İnsan, paylaşabilmeyi öğrenmelidir. Yapacağı her işte önce aklını kullanmalı ve fiile dönüştürürken de yüreğini devreye koymalıdır.
İnsan için önemli olan kıyafet değiştirmek değil, ruhsal değişimdir.
Ruhen ve manen günah kirlerinden arınmayan insan, kıyafet değiştirse bile manevi yapısını değiştiremez!…
Karun gibi gözlerini madde hırsı bürümüş olan insan, gönül evini tövbe ile
temizleyip maneviyat güneşi ile aydınlatmadıkça asla huzur ve mutluluk yüzü göremez!…
Sevgili Gençler!
Hayatın tekrarı yoktur. Yeniden çocukluk ve gençlik günlerine kesinlikle dönülmez. Bugüne kadar yapılan işlerin görüntüleri de silinmez. Onun için insan, içinde bulunduğu karanlıklardan sıyrılıp kalan ömrünü iman, ibadet ve iyiliklerle aydınlatmalıdır.
Bir de şunu unutmayınız. Bir insana iyilik yaparken karşılık beklemeden yapınız.
Tanıdığınız veya hiç tanımadığınız bir insana ufacık bir iyilik yapın. Alacağınız manevi haz ile hayatınız değişmeye başlayacak.
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mü’min olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa Suresi, Ayet:124)
İnsanın fıtratında iyilik yapma eğilimi ve yönelişi vardır. Bu eğilim ve yöneliş, dini duygularla birleşince daha güçlü bir hale gelir ve ön plana çıkar.
Ecdadımızın binbir emekle yapıp bize bıraktığı, yollar, köprüler, çeşmeler, camiler, medreseler, aş evleri ve şifahaneler bu duygunun en canlı örnekleridir.
İyilik yapma duygusu, diğer insanlara kıyasla müslümanlarda daha çok gelişmiştir.
Çünkü dinimizin temel gayesi, Yaratan’a ibadet ve kulluk; yaratılmışlara da şefkat ve merhamettir.
Bu nedenle İslam Dini, müslümanları iyilik yapmaya ve yardım etmeye teşvik etmiştir.
Onun için; Eşsiz insan ve Kainatın Efendisi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)in yolundan, izinden ve çığırından yürüyerek yaratılış gayemiz Allah’a kulluk, mutluluk kaynağımız yaratılmışlara iyilik, şefkat ve merhamet, rehberimiz Kur’an, hedefimiz CENNET olsun!…
Sevgili Gençler!
Peygamberimiz (s.a.v) 23 senelik risalet görevi sırasında kendisine çizilen yoldan zerre kadar ayrılmamıştır.
Ona bu işten vaz geçmesi için dünyanın en büyük hazineleri teklif edildiğinde, “Bir elime güneşi, diğer elime de ayı koysalar yine Allah’ın emirlerini tebliğden vaz geçmem” buyurmuştur.
Fransız tarihçi La Martine Peygamberimiz (s.a.v) Efendimizi şöyle tarif ediyor:
“O bir Filozof, bir Hatip, bir Peygamber, bir Kanun Koyucu, bir Savaşçı, Fikirlerin Fatihi, akla uygun inançların, mücerret dinlerin yenileyicisi, yirmi dünyevi ve bir kudsi İmparatorluğun kurucusu…” dur.
Amerikalı Ruh Hekimi Jules Massermann da Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) için, “Bütün zamanların en büyük lideri” sıfatını kullanmıştır.
Allah hepimizi, iyilik, güzellik, nezaket, medeniyet, ilim, ahlak, fazilet, huzur ve mutluluk kaynağı olan Sevgili Peygamberimiz(s.a.v)in şefaatine nail eylesin.
Dünyada sağlık, huzur, bereket ve mutluluk içinde yaşamak ve ebedi hayatta da sonsuz mutluluğa kavuşmak isteyen, Allah Resulü(s.a.v)nün hayatını inceleyip onun yolundan, izinden ve çığırından yürüsün.
O’na sonsuz salat ve selam olsun!…